İnsanoğlu
kendi dışındaki nesneleri algıladığı gibi, kendi iç dünyasını da
algılar. İnsandaki bu algılama ve tanıma etkinliğine “bilme”, elde
edilene de “bilgi” denir. Bilginin oluşumunda iki öğe vardır. Bunlardan
birisi algılayan, bilen, yani insandır.
Diğeri ise bilinen, araştırılan, kendisine yönelinen şeydir. Bilgi
edinme eyleminde bilene süje (özne), bilinene ise obje (nesne) adı
verilir. Bu durumda bilginin süje ile obje arasındaki bir ilişki
sonucunda ortaya çıktığı söylenebilir. Bilgi edinme yalnızca algıya
dayanmaz, düşünme de bilgi edinme yollarından biridir. Hem gerçek
olanları hem de gerçek olmayanları içine alır.
Bunlar
günlük yaşamı kolaylaştıran bilgilerdir. Bu bilginin kaynağı duyu ve
deneyimlerdir; geçerliliği ve doğruluğu kişisel deneyime dayanır; belli
bir yöntemle elde edilmemiştir; genel geçerliliği yoktur; tesadüflerle
veya başkalarından görmekle kazanılmıştır.
– Subjektiftir.
– Sonuçları kesin değildir.
– Yararlı bir bilgidir; ama bazen insanları yanıltabilir.
– Yöntemsiz olarak elde edilir.
– Sistemli değildir.
2. Dini Bilgi
Din,
mutlak varlığa ve onun vahiy ile bildirdiklerine dayanan bir
sistemdir. Tanrı’nın mutlak gerçekliği, dinde her şeyi kuşatır. Dinde
suje obje ilişkisi inanç bağı ile kurulmuştur. Tanrı’nın insanlar
içinde seçtiği elçileri yani peygamberleri bir takım temel hakikatleri
bildirmişlerdir.
– Temelinde iman vardır; dogmatiktir.
– İbadet biçimlerini ve inanç değerlerini içerir.
– İnsanın iç yaşamını ve toplumsal yaşamı düzenleyen kuralları içerir.
3. Sanat Bilgisi
Sanat,
güzeli yaratan, gerçekliği simgelerle anlatan etkinliktir. Hoşa giden,
düşündüren biçimler yaratma çabasıdır. Sanatçı ile yöneldiği nesne
arasındaki ilgiden doğan bir bilgidir.
– Akla değil, duyguya, coşkuya ve sezgiye dayanır.
– İfade araçları diğerlerinden farklıdır. (Ses, renk ve çeşitli şekiller)
– Özneldir, yaratıcılığa dayanır.
– Ürünleri somuttur.
4. Teknik Bilgi
Teknik,
doğadaki nesneleri bir amaca yönelik olarak araç haline getirmektir.
Tekniğin amacı insan hayatını kolaylaştırmaktır. Tekniğin gelişimi ile
bilimin gelişimi arasında sıkı bir bağ vardır. Teknik bilgide süje obje
ilişkisi, bilim bilgisini de uygulayarak hayatı kolaylaştırmak amacıyla
kurulmaktadır.
– İnsanlara yarar sağlar.
– İnsanın yaşamını kolaylaştırır.
– Araç gereç yapımına ve kullanımına dayanır.
5. Bilimsel Bilgi
Evreni,
toplumu ve insanı araştırma konusu yapan, bu araştırma konuları
üzerinde gözleme, deneye ve akla dayanarak yöntemli bir şekilde elde
edilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir. Alanı çok geniştir.
Konularını sebeplilik ilişkisine göre araştırır. Konusu ve yöntemi
bakımından üçe ayrılır.
a. Formel Bilimler (İdeal Bilimler)
Bunlar
doğada bulunmayan, duyularla algılanamayan, yalnızca düşüncede olan
soyut objeleri konu alırlar. Matematik ve mantık formel bilimlerdir. Bu
bilimlerin konuları doğada yoktur. Bu nedenle onları deney yöntemiyle
incelemek mümkün değildir. Kullandıkları yöntem tümdengelim (dedüksiyon) dir.
b. Doğa Bilimleri
Doğadaki
olayları konu alan fizik, kimya, jeoloji, astronomi ve biyoloji gibi
bilimlerdir. Konularını deney ve gözlemle incelerler. Tümevarım
(endüksiyon) yöntemini kullanarak yasalara ulaşırlar. Temel özelliği
olgusal oluşlarıdır. Bu durum, yargıların doğrudan ya da dolaylı
gözlenebilen varlıklardan kaynaklandığını belirtir. Doğa bilimlerinde
determinizm (nedenselllik, yani aynı nedenler aynı koşullarda aynı
sonucu verir) anlayışı vardır.
c. İnsan Bilimleri
Bu
bilimler insanları değişik yönleriyle ele alan bilim dallarıdır.
Bunlara manevi bilimler de denir. Tarih, sosyoloji, psikoloji,
antropoloji gibi bilimlerdir. Konuları insanın varlığı, yapıp
ettikleri, bilgisi ve iradesiyle meydana getirdiği olaylardır.
Kullandıkları yöntem “anlama” dır.
Bilimin özellikleri
– Tümevarım yöntemini kullanırlar.
– Yasa ve genellemelere ulaşmaya çalışırlar.
– Evrenseldir.
– Nesneldir.
– Kesindir, doğrulanabilme özelliği vardır.
– Birikimli olarak ilerler.
– Akıl ve mantık ilkelerini kullanır.
– Uygulanabilir.
– Değişebilme ve kendini yenileme özelliğine sahiptir.
– Olgusaldır.
– Tekrarlanma özelliğine sahiptir.
6. Felsefe Bilgisi
Felsefe
bilgisi, insanın, evrenin niteliği ve yapısı hakkında gözlemlerine
dayanarak düşünmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Evreni parçalara ayırmadan,
bir bütün olarak kavramaya yönelik kuramsal araştırmalarla
başlamıştır.
a. Felsefe Bilgisinin Özellikleri
– Felsefenin açıklamalarında “kesinlik” ya da “bitmişlik” yoktur.
– Felsefede filozofun kişiliği ve geçmiş yaşantısı önemli rol oynar.
– Kapsamlı ve bütüncül bir bilgidir.
– Genel geçer değildir; kendini daima yenileyebilir.
– Mantık ilkelerinden yararlanır; sistemli ve tutarlı bir bilgidir.
– Felsefe bilgisinin bilimlerdeki gibi öğrenilecek doğruları yoktur.
– Eleştirel ve sorgulayıcıdır.
– Olması gerekeni de belirler.
– Yığılan (kümülatif) bir bilgidir. Bu nedenle tarihinden soyutlanamaz.
– Olgulara dayanma zorunluluğu yoktur.
– Çağının koşullarından etkilenir.
– Bilimlerin doğuşuna kaynaklık etmiştir.
– Evrensel bir bilgidir.
– Teknolojisi yoktur.
b. Felsefenin Çeşitli Alanlarla İlişkisi
ba. Felsefe – Bilim
Başlangıçta
felsefe ile bilim birleşik bir durumdaydı. Tüm bilimler, önce
matematik olmak üzere farklı zamanlarda felsefeden ayrılmışlardır.
Felsefe de, bilim de sistemli bir şekilde gerçeği ararlar. Düşünme
ilkelerine uyarlar, eleştiriye açıktırlar, evreni, insanı, yaşamı
açıklamaya çalışırlar.
Bunlara
karşılık aralarında önemli farklılıklar vardır. Felsefe evreni bir
bütün olarak ele alır ve daha çok soyut olaylarla ilgilenir.
Bilim
ise kendisini duyu organlarıyla sınırlamıştır, doğayı ve evreni
parçalara bölerek inceler. Felsefe bilginin temeline inmeye çalışır.
Bilim, bilgi edinmeye çalışır ama bilginin temelini irdelemez.
bb. Felsefe – Din
Felsefe
dine karşı değildir; felsefe için din, incelenecek konulardan sadece
biridir. Felsefenin konusu içerisine giren bazı sorunlar dinin de
konuları arasında yer alırlar.
Fakat
felsefe ile dinin problemlere yaklaşımları çok farklıdır. Felsefe,
problemleri akla, mantığa ve gerçeğe dayanarak çözmeye çalışır.
Eleştiriler yapar. Oysa dinde esas olan imandır. Cevaplardan kuşku
duyulamaz.
Bu
bakımlardan felsefe ve din, birbirleriyle bağdaşmaz görünümdedirler.
Fakat dindar bilinen nice düşünür felsefe yapmıştır, niceleri de
felsefeyi sürdürmektedirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder